Köklü bir tarihe sahip olan Zile şehri, Hitit, Frig, Pers, Pontus, Roma ve Bizans kültürlerinin etkisinde kalmış, aynı zamanda şehirde Hititlere, Selçuklulara, Friglere, Perslere, Romalılara, İlhanlılara, Danişmentlilere, Ertanlılara ve Osmanlılara ait tarihi eserleri görmek mümkün.
Tarihe tanıklık etmiş bu şehirde Osmanlı’dan beri süregelen panayır geleneği halen yaşatılıyor. Osmanlı fermanıyla kurulmuş, yaklaşık 600 yıllık tarihi olduğu bilinen Zile Panayırı, Anadolu’da kurulan 6 büyük panayırdan biridir. Her yıl ekim ayının son haftaları ile kasım ayının ilk haftaları arasında yapılan panayır yaklaşık on beş gün sürüyor. Tekstil, halı, hediyelik eşya, ayakkabı, gıda satış reyonlarının yanı sıra lunapark ve otağlar yer alıyor.
Panayır üç bölümden oluşuyor eğlence araçlarının kurulduğu bir çadır, kılık-kıyafet ve yöresel ürünlerin satıldığı bir başka bölüm ve hayvan pazarı. Panayır süresince her gün çevre ilçelerden ziyaretçi akını oluyor, nüfus üç-dört misli artıyor.
Hulusi Serezli “Eski Panayırlar” yazısında Zile panayırından şu sözlerle bahsediyor: “Panayırda canlı hayvan başta olmak üzere her türlü emtia alınır satılırdı. Halk büyük rağbet ederdi. Bu gün yapılan fuarlar Zile panayırının yanında çok sönük kalırdı. Zile panayırı büyük bir fuardı. Ancak bu fuarın yapıldığı alan bütün Zile’yi kapsardı. Zile şehri ve Zileliler her yönü ile bu aktiviteye katılır ve bu büyük olayı yaşardı. Osmanlı kayıtlarına göre Zile panayırı ülke çapında var olan tescilli 7 panayırın olan en büyüğü idi. Üç bin yıllık görkemli bir mazisi olan panayırın açılışı vali millet vekili, bakan gibi kişilerin katıldığı törenlerle yapılırdı.Her yıl en az iki-üç yüz kişilik birkaç tane çadır tiyatrosu kurulurdu. Bunlar gün boyu bayan matineleri yapardı. Erkekler tiyatroya genelde akşamları giderdi. Bu tiyatroların geniş sanatçı kadrolarında Türkiye’nin tanınmış ses ve saz sanatçıları olurdu. Televizyonun olmadığı o dönemde turneye çıkan sanatçıların hiçbiri Zile Panayırını kaçırmazdı. Bu kalabalıklar onlar için bulunmaz bir fırsat idi. Bu gün bile isimleri hatırlarda olan Aysel Tanju, Semiramis, Hülya Babuş, Nana gibi dansözler Zile panayırın baş sanatçıları, Orta oyununun unutulmaz ustası İsmail Dümbüllü ise müdavimlerindendi. Çocuklara yönelik kukla gösterileri her zaman ilgi ile izlenirdi. Kurulan oyun parkı Ankara gençlik parkındaki Luna parktan büyük ve zengin olurdu. Panayırın sonunda yapılan At yarışlarına Türkiye’nin her yöresinden atlar ve yarış severler gelirdi.”